Zaman

Ah acımasız zaman!
Bi cesaretimi toplasam,
Kendimde o büyüklüğü bi görsem,
Sormaz mıyım sana!
Nerede çocukluğum, nerede gençliğim?
Sana mecbur kaldığım yıllarım,
Nerede?

O baharların, rüzgarla koşturduğu mutluluklarım.
Yazları denizin kenarında, tozla karışık ıslatan terlerim.
Bir dumanlı sobanın etrafında, ısıtan kışlarım,
Hani nerede?

Taşı, kayayı toza çeviren.
Siyahı, sarıyı beyaza boyayan.
Ağacı, yaprağı kurutan.
Koştururken yürüten,
Yürütürken yatıran,
Bir varmış bir yokmuşun,
Hem evvelinde, hem kalbur samanında,
İster hayal, ister gerçek,
Kimine damla, kimine umman,
Acı ya da tatlı,
Herkese masal yaşatan.

Gidenlerin, gelenleri bilmediği,
Gelenlerin, gidenleri bildiği,
Geçerken anı, gelirken muamma olan,
Canlı cansız, bilinen bilinmeyen,
Sıralı sırasız, gelmesi gerektiği gibi gelen,
Kimine öğüt, kimine isyan, kimine yalan.

Rüzgar olup eserken,
Değirmen taşı Dünya dönerken,
Yaşanmış, yazılmış her şeyi öğüten,
Toza toprağa karıştırıp, üstünü örten,
Neye göre, kime göre bakmadan,
Her şeyin tek ilacı olan,
Meçhul bir noktaya doğru akan,
Mutlak sahibin ödünç verdiği,
Zaman.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir