Kavuşmak

Kavuşmak…
Bir sıla hasretiyle,
Yürekler yorgun atarken,
Yolların bayırı, çukuru,
Dikenli otlar gibi batarken,
Çıplak ayaklarda nasırdan tabanlar,
Bir deli aşık gibi,
Hedefsiz yollara vururken,
Bittiğini göremeden,
Hasret ve huzurla gözleri kapatmak.

Kavuşmak…
Bir deli rüzgarın savurduğu,
Yaprağın sarhoşluğunda,
Uzaklardan kalkmış gelen,
Kıskanç dalgaların sabırsızlığında,
Tane tane yüreğime vuran,
Gözyaşlarımdan daha dost,
Yağmurun ıslaklığında,
Beyhude kavgaların verdiği,
Acı ve huzur dolu,
Yanmaların kucağında,
Sahilin kumlarında silinen,
Yazılarda kaybolmak.

Kavuşmak…
Salaş iskelenin ucundaki,
Kayığın kördüğüm bağında,
Umutla harmanlanmış,
Duaların çıktığı dudaklarda,
Yorgun, sessiz, sıcak nefesin buğusunda,
Hayatla kavganın onurlu telaşında,
Anlamaya çalışmadan hayatı,
İsyanlarını bastırmak.

Kavuşmak…
Seherin, o vakur sakinliğinde,
O sessiz, yalnız siyahın,
Henüz çıkarmadığı aydınlıkta,
Yavaş yavaş doğan günün,
O sakin, o temiz ışığında,
Siyahla beyazın kavgasında,
Sıçrayan çamurların, lekelerin,
Bıraktığı yaralarla vedalaşıp,
Doğan güneşle arınmak.

Kavuşmak…
Eskide kalmış sınavların telaşında,
Yıllar geçtikçe, biriken soruların ağırlığında,
Seçenekleri olmayan,
Ya hep, ya hiç cevaplarda,
Bir içimlik çayla,
Bir sıkımlık canın aralığında,
Demini almış yürekle,
Ruhu Hakk’a uğurlamak.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir