Buz Mavisi Gözlü Oğlum

Canım oğlum,

O güzel gözlerin…

Bir bahar sabahı kadar güzel,

Bir kış gecesi kadar derin.

Her tonu sende mavinin,

Gökyüzünün ve denizin.

Senin bakışların zamanın sertliğini yumuşatıyor.

Söküp atıyor tüm bilinmezlikleri.

O kadar temiz ki gözlerin,

İçinde kayboluyorum.

Her kaybolduğumda,

Seni biraz daha buluyorum.

Uyurken nefesini izliyorum.

O küçücük göğsün usulca inip kalkıyor.

Bir tüy kadar hafif,

Ama dünyayı değiştirecek kadar güçlü.

Korkularımı senin için bırakıyorum,

Gece boyunca düşlerini bekliyorum.

Büyüyeceksin.

Zamanla ellerin benden uzaklaşacak,

Ama gözlerin hep mavi kalacak.

Bir gün, uzaklara gideceksin.

O zaman bil ki, kalbim hep seninle atacak.

Adını koyarken kucağımda,

İlahi bir sevgi vardı,

Bana bir umuttu küçük ellerin,

Bir ilahi dayanaktı.

Hatırla oğlum,

Hani seninle gezdiğimiz,

Ellerimizin kenetlendiği,

İçimizdeki kopmaz bağın atıldığı,

O dar sokaklar…

O sokaklardaki kaldırım taşları,

Hatıralarla dolu, hem de dopdolu…

Sen bana bir anlık mesafedesin,

Bense -sen-im.

Gören gözün, atan yüreğinim.

Nefes alırken bile,

Nefes alan sensin,

Çarpan yüreğin benim.

Ve ben,

Her adımında seni takip edeceğim.

Rüzgârın kokunu savurduğu yerlerde,

Dağların zirvelerinde,

Denize açılan ufukta…

Hangi yola gidersen git,

Ben seni o mavide bulacağım.

Çünkü gözlerin,

Bir ömür sığmayacak kadar derin.

Bir babanın seveceği kadar büyük.

Ellerin küçücük ama geleceğin büyük.

Sen yürürken arkandan dua ediyorum.

Rüzgârı yanına, ışığı yoluna katıyorum,

Her an, her zaman.

Ve ne zaman gökyüzüne baksam,

Bil ki; sesin, nefesin, sevgilerin

Hep benimle.

Oğlum!

Buz mavisi gözlü,

Şefkatli, masum oğlum…

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir