Aynı

Damların üstüne, her gün Güneş doğuyor.
Kimi topraktan, kimi tenekeden,
Kimi kiremitten, kimi ağaçtan.
Hepsine, aynı yağmur yağıyor.
Aynı bulutların altında,
Yağmurun ıslaklığında,
Aynı oluyor insan.

Damların altında, bin bir çeşit duygular;
Nice özlemler, hasretler,
Nice ümitler, umutlar.
Farklı olsa da beklentiler,
Kimi; gözyaşlarını akıtırken,
Ağıtlar sıralanır,
Kimi; kahkahalar atarken,
Sevinçler yankılanır.
Ayrı kederler, mutluluklar yaşayıp,
Gözyaşları akarken,
Aynı oluyor insan.

Damların yolu ya topraktan, ya asfalttan.
Kimisi son durak,
Kimisi çıkmaz sokak.
Yürürken yollarda,
Aydınlıkta ya da karanlıkta,
Kalabalık ya da tenha,
Hızlı ya da yavaş adımlarda,
Aynı oluyor insan.

Damların altında, çeşit çeşit hayatlar.
Kimi canlı, kimi soluk,
Kimi darda, kimi varda.
Hayatın akışında farklı olsa da,
Aynı toprağın altında,
Dikişsiz, bağsız, beyaz bez sarılınca,
Aynı oluyor insan.

Damsız, çatısız, uçsuz, bucaksız topraklar.
Sahiplenmiş yaşamı bitkiler, hayvanlar.
Ne bir haset, ne de bir küp kavgası.
Sakin ve huzurlu damsız diyarlar.
Bir gün insan ayak bastığında,
Aynı olacak buralar.

Damların harcı sudan, kumdan,
Elenmiş ya da kazılmış, taştan, topraktan.
Ev olur, yuva olur,
İster saraydan, ister barakadan.
Yağmur, kar, vura vura,
Gündüz, gece, sıra sıra,
Sıcak, soğuk, sara sara,
Zamanla üstü örtülür, yok olur,
Toprak olur, toz olur,
Kalmaz izi, döner aslına.
Bir varmış, bir yokmuş,
Aynı insan gibi.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir