Şiirler

  • Yazı

    Bir defter aldım,
    Kitap kapaklı.
    Yazacağım:
    Gördüklerimi,
    Duyduklarımı,
    Anılarımı,
    Duygularımı,
    Tüm yaşanmışlıklarımı.

    Hayatı
    Nefeslerken,
    Benim için yazılan
    Kitapta,
    Adıma açılmış
    Paragrafı
    Yaşarken,
    Bir de ben
    Yazacağım.
    Tüm renkleri,
    Kostümleri,
    Dekorları,
    Yaşantıma;
    Bir an veya
    Bir ömür,
    Dokunanları.

    Sonra okuyacağım.
    Benim için
    Yazılıp,
    Yaşatılanla,
    Ne kadar benziyor
    Bakacağım,
    Yaşayıp ta
    Yazdıklarım.

    Yazarken
    Yaşadıklarımı,
    Elimde silgi;
    Dilediğim
    Renkleri,
    Kahramanları,
    İstediğim
    Şekilde,
    Şartta,
    Yazacağım.
    Silip,
    Çıkaracağım.

    Sonra tekrar
    Değiştirip
    Dekorları,
    Kostümleri,
    Duyguları,
    Keşkelerim;
    Ahlarım, vahlarım
    Olmadan,
    Yeniden
    Yazacağım.

    Ama
    Benim için,
    Benim adıma
    Yazılmış,
    Kitaptaki paragrafta
    Konulan,
    Son noktaya
    Kadar,
    O satırlar
    Silinmeyecek.
    Ne yazılmışsa
    Yaşanacak.
    Değiştirdim
    Sandığım
    Kostümler,
    Dekorlar,
    Oyuncular,
    Aslında
    Yazılmış olan
    Hikayemin,
    Gerçeğe
    Yansıması,
    Aynası olacak.

    En sonunda,
    Hep birlikte,
    Okuyacağız
    Yazdığım
    Kitabı.
    Dekorlarla,
    Kişilerle,
    Kostümlerle,
    Yüzleşeceğim.

    Sonra,
    Beni yazanla,
    Yazdıklarımı okuyanlar,
    Karar verecek.

    Ya
    Madalya
    Takılacak,
    Ya
    Kalemim
    Kırılacak.

    O yüzden
    Okumayı,
    Yazmayı,
    Öğrenmek
    Gerek.
    Takılmadan,
    Hecelemeden,
    Gevelemeden,
    Akıcı,
    Düz,
    Okumak gerek.

    İyi bakmak,
    İyi anlamak,
    İyi görmek
    Gerek.
    Kişileri,
    Kostümleri,
    Dekorları,
    Renkleri,
    İyi seçmek
    Gerek.

    Duygularını,
    Hislerini,
    Güzel yüreğinde,
    Güzel yazmak
    Gerek.

    Ben
    Sevginin,
    İyiliğin,
    Cömertliğin,
    İyi seçilip,
    İyi yazılan
    Her şeyin,
    Hikâye kötü de olsa;
    Virgülüyle, ünlemiyle,
    Koymasını bilirsek noktasıyla,
    Sonunu değiştireceğine inanıp,
    Defter oldum,
    Kalem oldum,
    Hayata gülümseyerek.

  • Kaç Zaman Oldu

    Kaç zaman oldu; arka sokaklardan geçmeyeli,
    Teyzelerin, amcaların kapısını çalmayalı,
    Eski arkadaşların ellerini sıkmayalı,
    Çukurçeşme’nin suyundan kana kana içmeyeli,
    Bostandan yokuş aşağı koşmayalı.

    Kaç zaman oldu; penceremden bakıp da
    Gelip geçen tanıdıklara, komşulara,
    Yağmura, kara, rüzgara, kuşlara,
    El sallamayalı.

    Kaç zaman oldu; her hafta planlayıp da
    Anneye, babaya, kardeşlere uğramayalı.
    Yine hep beraber eşlerle, çocuklarla, yeğenlerle,
    Bir akşam vakti maaile,
    Masa etrafında toplanmayalı.

    Kaç zaman oldu; mahalleden, okuldan,
    Anıp da eski dostları,
    Sözler verip buluşmayalı.
    Hep bir mani, bir iş vardı.
    Olsundu, bir şey olmazdı.
    Ne de olsa eski arkadaşlardı.

    Kaç zaman oldu; düğünlerde, bayramlarda,
    Hep birlikte halaylarda, horonlarda,
    Omuz omuza, yan yana oynamayalı.
    Tanıdık, tanımadık gençlerin, çocukların,
    Saçlarını dağıtıp da, yanaklarını sıkmayalı.

    Kaç zaman oldu; Beşiktaş’tan Beyazıt’a,
    Yolları, yokuşları arşınlamayalı.
    Sahaflarda bir baştan bir başa dolaşıp da,
    O tarih kokan kitaplarda kaybolmayalı.

    Kaç zaman oldu;
    O eski anıları arkamda bırakalı.
    O özlenesi yaşanmışlıkları,
    O can dostların son yolculukları,
    Siyah beyaz albümlere bakmayalı.